Bir yağmurun bizi içine alan tek tek damlalarını üzerimize bıraktığı alan bedenimizdir. Bize gelen damlaların sayısı bellidir. Kendi bedenimiz kadar yağmur bizi ıslatabilir.
Özgürlüğümüz, seçtiğimiz yerdedir..
Seçtiğimiz yerde kendimizi ne kadar koruyacağımız veya dışarıya açık kalacağımız konusunda bir karar almamız gerekir. Şartlar ve koşullara uygun hareket etme kabiliyetimizi, seçtiğimiz yere göre kullanırız.
Sınırlarımız bellidir..
Üç adım geriye gidersek sınırlarımız üç adım geridedir. Beş adım öne gidersek sınırlarımız beş adım öndedir. Yani bulunduğumuz alanı biz seçeriz ve sınırlarımızı da oraya taşırız.
İnanç ise, tercihlerimizdeki güçtür..
Karar verdiğimiz hayat adımımızda, güçlü bir duruş sergilemeyi inanarak gösteririz. Tercihimizi doğru bulmuyorsak her nerede ne yapıyorsak zayıf kalırız. Burada suçlu başkaları değildir, bizi buraya getiren tercihimizdir. Yaptığımız şeye inandığımızda, gücü hissederiz.
Şikayet, sorumluluktan kaçmaktır..
Konumumuzu belirlediğimiz alanda yapabileceklerimiz bizim sorumluluğumuzdur. Konumun özelliklerine uygun görev, davranış, ilişki veya çalışma tespit ederek hayatımızda biz var ederiz. Eksik gelen, yanlış gelen, hatalı gelen veya canımızı sıkan durumları da biz var ederiz. Bir başkasının müdahalesine biz izin veririz. Kendi başımıza uygulamaya geçmenin yolunu biz çizeriz.
Sonuç, insan kendisiyledir..
Zihnen, bedenen, ruhen ve kalben sürekli beraber olduğumuz kişi kendimiziz. En düşman veya en dost kişi kendimiziz.
Kendimizle olmaktan keyif aldığımız bir yaşamı kendimize sunmayı dilerim..